Yaramaz Çocuklar (The Boys Dizisi Hakkında Minik, Bam Bam Yorumlamalarım)(Spoiler İçerir!)
Bu yılın süper kahramanlarla ilgili film ve dizileri bitmek bilmiyor. Bunlardan biri de The Boys dizisi. Öncelikle dizimiz daha taze. Temmuz 2019'da yayınlandı. Büyük ihtimalle 2.sezonu da çıkacak. Çünkü oldukça ses getirdi ve merak uyandırdı. Aynı adlı çizgi romandan uyarlandı.
Dizi 2 süper kahramanın çocukları kurtarması ile başlıyor. Böylece diziden büyük bir tat alacağınız da hemen belli oluyor. Kurtarıcı kahramanlar çocuklarla selfie çekinmeyi de unutmuyor. Yani hem insanlık görevlerini yerine getiriyorlar hem de sıradan bir vatandaş gibi selfie çekinmeyi de ihmal etmiyorlar.
Sonra elektronik cihazlar satan bir dükkana odaklanıyor kamera. Burada Hughie adında birisi var. Hayatından sıkılmış, annesi genç yaşta ölmüş, Robin adından sevgi dolu bir kız arkadaşı var ve tek mutluluk kaynağı o kadın. Hughie patronundan maaşı için zam istemeye çalışır fakat bir türlü soramaz. Çalışmak zorundadır ve her gece dükkanı Hughie kapatmak zorunda kalır. Dikkatimi bir nokta çekti. Dizide patronun yüzünü hiç göstermiyorlar. Hani Tom ve Jerry'de kadının yüzünü göstermezler ya o misal. Bu çok ilginç bir detay aslında. Belki 2. sezonda karşımıza süper kahraman olarak çıkar patron. Olmaz mı ? :)
Hughie yine kız arkadaşıyla dışarı çıktığında kaldırımda konuşurlarken, Robin'nin içinden birisi geçer. Bu bir süper kahraman olan A-Train'dir. Robin onun yüzünden can vermiştir ve Hughie sevgilisine son kez sevdiği müzisyenle ilgili bir cümle söylemiştir. Bunun pişmanlığını tüm hayatı boyunca çekecektir. Ama nereden bilebilirsiniz ki ? Günün birinde birisi kaldırımda konuşurken sevdiğinizin üzerinden geçecek ve ölecek. Bütün hayatın ona son kez seni seviyorum diyemediğin için kahrolacak. Her şeye devam etmek için tekrar işe gidecek ve o zam isteyemediğin patronunun suratı çekmek zorunda kalacaksın. Nasıl güzel ama?
Sen bunları düşünürken bir gün bir adam girer dükkandan içeri ve tüm hayatını değiştirecek cümleler dökülür ağzından. Billy adında eski bir FBI ajanı olan adam Hughie'yi ikna etmeye çalışır. Olanları duymuştur ve ondan süper kahramanların intikamını almak için yardım ister. Hughie anlatılanlara inanmaz ve kabul etmez. Fakat başka bir şey kaybedemeyeceği için mecbur kalır. Robin'nin intikamını almak ister.
Ve aralarına Frenchie adında bir adamı da alırlar. Billy ve Frenchie eski dostlardır. Daha önceden oluşan yaraları ve acıları vardır. Aslında tekrar bir araya gelmek istemez Frenchie ama eski dostuna tekrar güvenir.
Şimdi diyeceksiniz bu kadar şey anlattın ama süper kahramanlar ne yaptı da bu insanları çıldırttı, intikam alacak kadar nasıl bir şeye alet oldular? Sadece Robin için mi? Hayır. Şimdi anlatıyorum. Dinle.
Süper kahramanlar The Vought adlı bir şirkete bağlı 7 insanüstü varlıklardır. Tanrı tarafından özel güçlere sahip oldukları düşünülür ve dünyayı yalnız onlar kurtarabilir. Polislerden bile daha güçlülerdir. Tüm insanlar süper kahramanlara hayranlıkla bakarlar. Onları rol modelleri olarak görürler. Yaptıkları her şey dünya için, insanlık için ve en önemlisi iyilik içindir. Fakat işin doğrusu bilen Billy süper kahramanların hepsini öldürmek ister. Çünkü içlerinden birisi karısını elinden almıştır ve onsuz bitik bir insana dönüşmüştür. Elinden alan süper kahraman Homelander'dır. Gizli bir yerin her yerinden insanları duyma yeteneği, uçma yeteneği, gözlerindeki ışınlarla istediğini öldürme yeteneği vs. vardır. Aslında aralarındaki en korkunç süper kahraman odur. Kendini beğenmiş, kibirli ve küstahtır. Şirket müdürü ile ilişkisi vardır ve bunu her zaman kullanır. Tek zaafı da odur. Madelyn. Bekar bir annedir. 7 süper kahramanın sorumlusudur ve şirketin kurulması ve ilerlemesi için oldukça fazla çaba harcayan bir kadındır. Ülkeyi çocuklarının (Seven'ın) kurtarmasını ve tüm hükümetin onlara mecbur kalması için uğraşır. Onlara ekranda okumaları gereken şeyleri yazılı verir ve onun dışında bir şey okumaya izin verdirmez. Çünkü bir boyunduruğun altında eğilmek zorundasın. Yani The Vought'a göre böyle. Hiç bir şeyi onlarsız düşünemez, karar veremez ve yapamazsın. Eğer ki olursa kovulursun. Bu tehdidi her tepkilerinde duyar süper kahramanlar. Hiç bir zaman da bunun tersini yapmak istemezler. Ekrana oynarlar adeta. Sadece bu da değil.
Dizinin bir sahnesi aslında süper kahramanların bize gösterildiğinden farklı olduğunu yüzümüze vuruyor. Homelander ve birazdan bahsedeceğim Meave tehlikede olan bir uçağı kurtarmak için harekete geçerler. Daha doğrusu öncelikle Meave. Ama Homelander sürekli olarak onu gölgede bırakacak hareketler sergiler. Daha önce medya için birlikte olmuşlardır fakat Meave, Homelander'ın gerçek yüzünü görünce ondan ayrılmıştır ve gerçek aşkını da geride bırakmıştır. Konuya dönersek, Homelander'ın uçağı uçurma gibi bir yeteneği olsa da bunu insanlık için yapmayı reddediyor. Uçaktaki katilleri öldürüyor, pilotlar ölüyor fakat içinden sadece Meave ve Homelander kurtuluyor. O da Homelander'ın keyfine bağlı olduğu için kurtarmak istemiyor. Ölen herkesin arkasından yalandan bir konuşma hazırlıyor ve okuyor. Meave'in ise canı yanıyor o kadar insanı ölüme terk ettiği için. Süper kahramanların burada rolleri değişiyor. Süper kahraman dediğiniz varlık iyidir fakat bu durumda onlar kötü oluyor. İnsanların görmediği bir şekilde insanlığı yok ediyorlar. Peki neden? Egodan, kendini beğenmişlikten, güçten ve paradan. A-Train'in yaptığı olay bile iki gün sonra unutuluyor. Neden mi? Yerine bir iyilik gösterisi yapıp halkı bunu yutturuyorlar. Halk da buna yeniden ve yeniden kanıyor. Çünkü yıllardır onlara süper kahramanların iyi ve kurtarıcı oldukları söylenmiş. Onların tek hatası inanmak ve sorgulamamak. Tıpkı şu an yaşanılan şeyler gibi.
Hughie'ye dönersek kendisini bir anda intikam çemberi içerisinde görür ve A-Train'in para teklifini kabul eder. Robin için intikam almak ister ve her şeyi kabullenmiş rolü oynar. Tıpkı süper kahramanlar gibi.
Gelelim Billy'in intikam sebebine. Karısı Becca bir zamanlar The Vought'da çalışan bir kadındır ve Homelander ile tanışırlar. Aralarında bir ilişki vardır ve bu ilişkinin zoraki olduğunu düşünür Billy. Karısına tecavüz ettiğini ve karısının intihar ettiğini düşünür. Fakat gerçek aslında çok farklıdır. Bu gerçeği dizinin sonunda göreceksiniz.
Hughie'nin hayatını değiştirecek olan Starlight'e (Annie)'ye gelelim. Kendisi annesi ile yaşayan tek bildiği hayatı boyunca aldığı eğitimler olan Annie, The Vought'a girmek için küçüklüğünden beri çabalar. O gün geldiğinde heyecandan ne yapacağını bilemez. Artık Seven üyesidir. Kapılar açılır ve içeri Seven'ın olduğu odaya girer Starlight. Karşısında Deep vardır. Seven'ın bir başka üyesi. O da deniz hayvanlarıyla konuşabilen, okyanuslarda yaşayan bir süper kahramandır. Gelir gelmez Starlight'ı tehdit eder ve ona iğrenç bir şey yapar. Ama bu yanına kalmayacaktır.
Çünkü Starlıght inançlı ve dediğinin arkasında duran bir kadındır. Ekrana çıkar ve ekrandaki yazıları okumaya başlar. Bu durum onun canını sıkar. Neden insanlara yalan söylüyorum ? Neden onlara kendileri gibi olması gerektiğini söylemiyorum da The Vought'un bana zorla okuttuğu cümleleri anlatıyorum diye düşünüyor. Konuşması ve bir insanı kurtarması insanların onu sevmesini, rol modeli olmasını sağlıyor. Fakat senaryo değişiyor. Artık kendi tasarladığı kıyafetin değişmesini, biraz daha dekolteyle insanların onu daha çok seveceğini söylüyorlar. Annie bunu kabul etmiyor. Senaryosunun değişmesini istemiyor. Yeniliklere sıcak bakmıyor ve kovulma tehdidi alıyor. Sevdiği şeyin arkasından gittiği için bunca yıl gösterdiği emeğin bunlara değmeyeceğini düşünüyor. Küçükken aşık olduğu Deep ona artık sapık ve küstah biri gibi görünüyor. Derken Annie olarak Hughie'yle tesadüfen bir bankta tanışıyorlar. Onun yanında gerçek bir Annie'dir ve onu tanımaya başlayınca ona aşık olacağını anlayacaktır.
Dekolte olayından bahsetmiştim ya. Bunu kendimce şu şekilde yorumluyorum. İnsanlar sizin normal bir şekilde anlatmış olduğunuz bir şeyi dinlemezler, tabi bir kadınsanız. Kadınlığınızı kullanıp bir şeyler anlatmaya başladığınız an işler değişiyor. Daha çok ilgi görüyorsunuz. Dikkat çekiyorsunuz ve böylece sizi dinliyorlar. Durum bu daha çok şöhret ve para için Annie dekolte giyinmek zorunda kalır. Şirketin itibarı için. Bu durumda Billy şu an doğru yolda diyebiliriz. The Vought ve Seven insanlığın bildiği gibi değil.
Derken süper kahramanları alt edecek olan 3'lüye bir yenisini eklemeye. Mother's Milk. O da daha önceden Frenchie ve Billy ile çalışmış fakat kayıplar nedeniyle kendisini işine adamış birisi. Ama Billy'in iknası üzerine o da 4. olmak üzere gruba katılmaya karar verir. Frenchie ile aralarında bir tartışma olsa da intikam sıvıları geçmişteki yaşananlardan daha akışkan akıyordu onlar için.
Bu dörtlünün ilk görevi A-Train'inin Robin'i neden öldürdüğünü ve koşu sırasında neden duramadığı öğrenmek istemeleri ile başlıyor. Onu takip edip, bir kadının (A-Train'in sevgilisi Popclaw'ı) evine girip gerçeği öğreniyorlar. Gerçek V-Bileşenidir. Bu sıvı süper kahramanları süper ve kahraman olmaları için gereken her şeyi verir. Aslında tüm insanlığın duyması gerektiğini düşündükleri şey de budur. Eğer insanlar süper kahramanların güçlerinin tanrısal olmadığını, sadece V-Bileşeni sayesinden bunları yaptıklarını bilirlerse aynı sıvıdan kendileri için de isteyeceklerdir. Dahası her şeyin yalan olduğunu, medyanın onları nasıl kandırdığını da anlayacaklar ve bir daha hiç bir şeyi sorgulamadan inanmayacaklardır. Bunun için 2. sezonu beklemekte fayda var.
Popclaw oyuncudur. Sürekli olarak ev sahibini kira ödemediği için yanına gelmesi ile kışkırtır. V Bileşeni yüzünden kendinden geçen kadın adamı öldürür. Sonrasında 4'lü kahramanlarımızlar olaylara tanık olduğu için anlaşma sağlar ve A-Train'e hiç bir şey söylemez. Fakat her şeyi öğrenen A-Train onu öldürür ve o da artık intikam için her şeyi yapmaya hazırdır.
4'lümüz Translucent'i öldürür. Evet pat diye söyledim. Translucent (Seven'ın üyesidir) görünmezdir ve sürekli olarak Meave ve Starlight'ın tuvaletine girer ve onları izler. Bir diğer sapık da odur. A-Train ve Hughie'nin anlaşma sağladığı gün Hughie kadınlar tuvaletine girer ve Tranlucent onu görür ve çalıştığı yere kadar onu takip eder. Billy'de Hughi'yi kurtarır ve Translucent'den aldığı bilgilerden sonra onu öldürür.
Seven'da bir de Black Noir vardır ama dizide ona çok yer verilmez. 2.sezonda görmeyi planlıyorum. Çünkü nedense komik bir karakter olacak gibi bir hissiyat var içimde :)
Gelelim son karakterimiz The Female'e. 4'lümüz (The Boys) intikam görevi sırasında tesadüfen karşılaştıkları ve Frenchie'nin kadını tutsak olduğu yerden çıkartmasıyla olaylar bir sürü hal alır. The Female'e V-Bileşeni vermişlerdir ve çıkar çıkmaz onu tutsak edenleri öldürmeye ve kaçmaya başlar. Kuaföre girer ve oradaki tüm kadınları da öldürür. Eski bir terörist olan kadın geçmişini öldürmeye ve içindeki öfkenin birisi tarafından öldürülmesini bekler. O kişi de yaşadığı mağaradan çıkaran Frenchie'dir.
Bu kadar spoiler yeter bence. Dizi süper kahraman konularını sevenler için ideal. Farklı bir bakış açısı ile yazılmış ve olağandışı şekilde uyarlanmış. Tavsiye ederim.
İyi seyirler. 2.sezonda görüşmek üzere. :)
Yorumlar
Yorum Gönder