Geç Kalmış Bir Gezi Rehberi Rota: 9: Şile

Hafta sonumuzu değerlendirmek için kışın ortasında ama güneşli bir günde Şile'ye gitmeye karar verdik. Yanımıza yiyeceklerimizi ve çayımızı alarak sahilin tadını çıkartmaya gittik.

Hava rüzgarlı olduğu için güneşin ısıtması pek yeterli olmadı. Yine de Şile kalesini manzara bilip çayımızı ve sandvicimizi alıp kendimizi ve midemizi keyiflendirdik. Şile kalesine çıkan bir kaç çift gördük. İyi cesaret diye düşünüp yemeğimize devam ettik. Sahilin deniz kısmı çok güzelken, diğer tarafı maalesef para kazanmak için güzelim doğayı katledenlerle doluydu. Evet insan oralarda yemek yiyecek, ihtiyaçlarını giderecek yerler arıyor ama bu kadar fazla işletmeye gerek olmadığını düşünüyorum. Doğanın bütün dengesini bozuyor.

Şile'ye ilk girdiğimizde de yerli halk dışında tek tük olan insan kalabalığı dikkatimi çekti. Kış olmasına rağmen bizim gibi gelen insanları görmek güzeldi. Plajların boşluğu nedense beni mutlu etti. Çünkü yazın buraya gelinmeyeceğini düşünüyorum. O kadar kalabalık oluyor ki. İstanbul'da başka bir yer yokmuşçasına herkes buraya doluşuyor. O yüzden yazın gelmeyi düşünmüyoruz.

Şile'ye bağlı Kumbaba'nın daha da sakin olduğunu görüp oraya gitmeye karar verdik. Manzarayı karşımıza aldık ve keyfini sürdük. Fakat ne yazıkki insanların pisliği yine bizi hayal kırıklığına uğrattı. Kumbaba'nın daha uzağında paraşütçüleri görme şansınız da var bu arada. Onların ne kadar eğlendiğini izlemek bile keyifli olacak.