TOZ

 Ne kadar tozlandığımın farkına vardığım günleri yaşıyorum. Düşüncelerim, vücudum, dokunduklarım, söylediklerim, etkilendiklerimin bir toz gibi uçup gittiğini görüyorum. Umursamadan onlara bakıyormuşum gibi görünsem de, aslında son 1 yıldır ne kadar umurumda olduğunu hissediyorum. Beni ben yapmayan şeyleri,  böyle tutarsızca benliğimin zirvesine koymak bana yakışmayan bir şey oluyor. Umudumun, iplik sökülür gibi yitip gitmesine aldırış etmiyorum. Zirvede tutan da benim, eee indirmesini de bilmem gerek o zaman. Ama nasıl yapacağıma dair bir fikrim yok işte. Bunları düşünürken beni her zaman kendime getiren şeyi yapıyorum, müzik dinliyorum. Hayatın tüm bu çile ve yükünü atmanın en güzel varoluşu müzikmiş gibi geliyor bana. Nedenini anlamadığınız şekilde sizi içine alıp çökertebiliyor da, en iyi senmişsin hissi verebiliyor da. Anlamsızlıklarımı ve umutsuzluklarımı tek bir tınıyla unutturabiliyor. Müziğe tekrar değineceğim, önce içimde yaşadığım tuhaflıkları size anlatmak istiyorum.




Bu kadar olumsuzluğu düşünmemin birçok sebebi var. Ben de herkes gibi mi oluyorum düşüncesi mesela. Sosyal medyaya fotoğraf veya video yüklediğimde anlık mutluluk yaşayıp, sonra baktığımda neden attım ki düşüncesi gelmesi sizce sorun teşkil ediyor mu? Ya da bu herkesin yaşadığı bir durum mu? Şu an hemen hemen herkesin yaptığı bir şey olduğu için sanki bunu yaptığımda benliğimden bir parça koparıyorlarmış gibi hissediyorum. Sonra diyorum ki, bazen de diğer insanların zihninde var olabilmen için bunu yapman gerekiyor. Kim diyor bunu, iç benliğim mi, toplum mu, çok şey söylemek isteyen ama içimde kalsın diyen diğer kişiliğim mi? Bir şeyleri yaparken neden bu kadar düşündüğümüzü anlayamıyorum bazen. İşte son 1 yıldır böyleyim. Yaptıklarımı çok fazla düşünür ve tartar oldum. Merak ettiklerimi sorduğumda sanki bana ‘’sen de çok şey düşünüyorsun, biraz rahatla’’ diyeceklermiş diye düşündüğümden bazen soramıyorum bile. Ben 28 yaşına geldim ve hala bazı şeyleri ( bu kadar ciddiye alınmayanlar için diyorum) yaparken ve söylerken binlerce kez düşünürken kafamın tozlanmamasını nasıl bekleyeyim? Düşünceler biriktiği yerde tozlanmaz mı, tıpkı rafında okunmayı bekleyen kitaplar gibi? Tozlanır, benimkileri tozdan göremezsiniz bile, öyle fenayım yani, anlayın. Hatta bazen anlatamadıklarım için soluksuz kaldığım zamanlar oluyor. Zihnimdekileri nereye koyacağımı bulamıyorum. Arkadaşlarıma anlatsam, onların zihinleri de pek temiz değil ki. Kedime anlatsam, o dünyanın en rahat varlığı, bana cevap bulamazken ne işime yarayabilir ki? Belki dinler işte, o açıdan zihnim biraz da olsa temizlenmiş olur. Aslında bu yazıya başlarken coşkulu ve umut dolu bir yazı olmasını istemiştim ama zihnimdeki tozları temizlemeden, alttaki güzelliklere ulaşamıyorum maalesef. Bazı şeyleri kabul edip ya da etmeyip bir şeylere yeniden başlamamın zamanı geldi diye düşünüyorum. Bu aralar karşıma çok değişik bir şey de geliyor aslında, sizinle paylaşmak isterim. Çoğunuz biliyordur belki de, manifest kelimesi ve olayı. Bunu istemeden ve bilmeden yaptığımın farkına vardım dün. Bu hafta izin günümdeydim ve gezmek istediğim birçok yeri, gezmiş ve bundan zevk almışım gibi düşündüm. Gerçekte de istediğim yerleri gezdim ve zevk aldım. Hatta giderim ya belki dediğim yerlere bile gittim. Bu durum görmek istediğim kişiler için de geçerli oldu. Bilenler bunu zaten yapıyorduk ne anlatıyorsun diyebilir ama ben yeni keşfettiğim için benim için zevkli bir şey haline geldi. Aslında oyun gibi bir şey diye düşünüyorum, zihninle, düşüncelerin ile oynamak gibi bir şey. Bunun tamamen sana bağlı bir şey olması daha da güzel. Şimdi bunu anlattıktan sonra tozlu düşüncelerin yok oldu mu diye sorarsınız, her şey yavaş yavaş olacak, daha yeni alıştık bu duruma. Bu hafta başıma gelenler sadece birkaç örnekti. Ama düşüncelerimin üzerindeki büyük tozlar hafif hafif kalkmaya başladı diyebilirim. 30’uma gelmeden tozlarımı silerim diye düşünüyorum. 2 yıl sizce bunun için uzun bir zaman mı? Karar size kalmış tabi ama benim için ideal bir zaman. Evet ,bir şekilde bir yol buldum diyebilirim ama hala çabalamam gerektiğini biliyorum. Kendi hayatınızı yönetebilmek ve ona güzel imkânlar sunmak için yaptığımız çılgınlıklara baksanıza, süslü kelimelerle yoluna koymaya çalıştığımız hayatımıza. İnsan böyle var olmayı seçiyor sanırım, bu kelimeler yoksa ben de yokum diyor gibi yaşıyor. Aslında bundan şunu da anlayabiliriz, yine manifest bir yaklaşım gibi olacak ama anlık zihnimizde var olan bu kelimeler bizim tüm hayatımızı nasıl etkilediğini gösteriyor. Her şeyin bir düşünceden, bir var olmadan başladığını ve biz istediğimiz sürece bu şekilde devam ettiğini görüyoruz. En azından ben böyle düşünüyorum. Düşüncelerini en çok etkileyen kişi aslında sen ve senin düşüncelerin oluyor. Aslında ne kadar da önemli olduğunu anımsıyorsun bir anda. Ben bunu düşünürsem, bu olacak diyorsun. Bunun ne kadar mümkün olduğunu da zaman ve yaşadıkların gösteriyor tabi.


devam edecek

Yorumlar

Popüler Yayınlar