Miracle Workers: Dark Ages İncelemesi (Bu Sefer Tanrı Şapşal Değil!)

 İlk sezonda Tanrı'nın ve yarattığı Dünya'nın incelikli içeriğini sizlere anlatmıştım. Bu sefer eski ve karanlık çağlara yolculuk ediyor kahramanlarımız. Herkesin birbirini öldürdüğü, savaştığı ve herkesin şu ankinden daha aptal olduğu bir çağa.

Tanrı bu kez bok küreyicisi olduğunu görüyoruz. Tüm kasabanın ona ihtiyacı olduğunu, zeki olduğunu ve bir o kadar da bazı şeylerden haberinin olmadığına tanık oluyoruz. Kızını onun gibi bok küreyicisi olması için yetiştiriyor. Burada çok hoşuma giden bir şey olmuştu. Mesleğinden hiç bir şekilde utanmıyor ve kızına anlatırken detaylı ve bir o kadar önemseyen bir üslup ile anlatıyor ki, insanın mesleğe karşı bir sempatisi oluşur. Baba mesleği işinin ne kadar önemli ve devama nazır olduğunu anlatmak için çabalar. İyi yüreklidir.

Tanrı'nın kızı ise hayalleri olan, aptal bulduğu kasabadan dışarı çıkmak için uğraşan bir geçtir. Yanlışlıkla ya da tesadüfen bir gün kasabanın doktoru olur ama anlar ki diğer doktor herkesi kandırmıştır. Bir kez daha kasabanın ne kadar aptal olduğunu görüyor. 

Prens Chauncley babasının sıkıcı oğlu , kasabanın kötü olduğunu, insanların savaşmayı bırakıp birbirlerini sevmesi gerektiğini savunur. Babası ona karşı sevgi göstermez. Tek bildiği para ve savaştır. Tüm akrabalarını öldürür. 

Yardımcısı Chris Vexler yine önceki sezonda olduğu gibi yardımsever ve akıllı bir adam rolünde. Kasabadaki sefil hayatından buraya kadar basamak basamak çıkıp, sürpriz bir sonla yaşamaya devam ediyor.

Bu sezon daha hareketli ve daha çok karakter barındırıyor içerisinde. İlk sezona göre çok daha farklı bir konusu var. Sanki Tanrı o zamanlar yokmuş gibi davranıyorlar. Sadece yaşamak için para kazanıyorlar ve ona göre yaşıyorlar. 

Diğer sezona göre daha hayalperest, daha sevecen karakterler var. Sevgi var. 

İyi seyirler.