Değişik Bir Aşk Hikayesi : Bridgerton

 Geçtiğimiz yıl Netflix'te yayınlanan Bridgerton'ı yeni izledim. Dizi İngiliz Naipliği çağında geçiyor. Kadınlar evlilik çağı yaklaştığında sosyeteye kendilerini sunuyorlar. Evet bu kelimeyi kullanmak istemem ama yaptıkları şey tam olarak bu. Yeteneklerini, güzelliklerini kraliçeye sunup, kendilerine eş arıyorlar. 

Dizinin başrollerini Phoebe Dynevor ve Rege Jean Page paylaşıyor. Çiftimiz birbirlerini görür görmez aşık olmuyorlar. Biraz farklı bir yoldan ilerleyip, gerçekten çocuk sahibi olmak ve evlenmek isteyen Daphne'ye Simon yalancı sevgili rolü teklif ediyor. Böylece Daphne'ye bir sürü talip geliyor. Ama yaşanan bir olaydan ötürü çift evlenmek durumunda kalıyor. 

Bu arada dizide dedikoducu bir hanımefendi var. Gördüğü, duyduğu her şeyi yazıp, minik bir gazetede yayınlatıyor. Böylece herkesin her şeyden haberi oluyor. Bu kişinin kim olduğunu son sahnede görebiliyoruz. Oldukça şaşırtıcı birisi olarak karşımıza çıkacak. 

Dizide gerçek hayatta bulabileceğiniz her şey var. Entrika, intikam, seks, aşk, nefret vs. Diziyi izlenebilir ve güzel kılan şey bunlar. Tabi başroldeki çiftimiz de izlemek için oldukça güzel bir neden. 

İngiltere'nin bu döneminde kadınlar evlenmek ve ev işleri yapmak için eğitiliyor. Bunun yanı sıra hobileri de var tabi. Erkekler de eve ekmek getiren bireyler olarak karşımıza çıkıyor. Eğer baba ölürse kadının abisi varsa, evin bütün sorumluluğunu alıyor. Kız kardeşlerinin izdivacından tut, hayatlarındaki her şeye karışıyorlar. Kendi yaptıkları görmezden gelinirken, kadının birisiyle bir şey yaşaması olay oluyor ve aniden o kişiyle evlendiriliyor. Yani günümüzdeki gibi kadınlar erkeklerin himayesinde görülüyor. Tabi eski ile kıyaslamak yanlış olur ama bir nevi durum bu. 

Dizi için çok fazla şey söylemeden 2.sezonunu iple çektiğimi söyleyerek yazımı burada bitiriyorum.