İmkansız Olan Aşk Mı, Hayat Mı? Orpheus ve Eurydice'nin Hikayesi

 Evleneceğiniz gün gelecekteki eşinizin öldüğünü düşünün. Sizin için ne kadar da acı bir durum. İşte Orpheus için de durum böyle olmuş. Eurydice ile tam evlenecekken yılan sokmuş. Hikayenin başlangıç noktası da burada başlıyor. Orpheus, Eurydice'e olan aşkından dolayı ölüler dünyasına gider ve orada ölüm Tanrılarının ona sunduğu görevleri yerine getirmeye çalışır ama başarısız olur. Müzisyen ve ozan olan Orpheus şiirler yazar, şarkılar besteler ama elinden başka hiç bir şey gelmez. Oturup düşünürken Tanrı Dynosis'e tapan kadınlar aşklarını küçümsedikleri için Orpheus'u öldürürler. Böyle bile olsa ona iyilik yapmış olurlar. Çünkü o da artık Eurydice gibi ölüdür ve ona kavuşmuştur.

Başka bir hikayede Orpheus ve Eurydice'nin evlendikten sonra ormana giderler ve bir çoban tarafından saldırıya uğradığı için öldüğü söylenir. 

Orpheus'un efsanelere göre Trakya doğumlu olduğu da söylenir. Yunanistan, Bulgaristan ve Türkiye sınırlarında yaşamıştır. 

Eurydice ise bir Dryad'dır ve Dryad Ağaç Perisi anlamına gelmektedir. Ağaçla birlikte doğar ve ağaçla beraber ölür, diğerleri de ölümsüzdür. 

Çoğu makale başlığında da talihsiz, imkansız gibi olumsuz sıfatlar ile donatılmış hikaye. Ama bana göre talihsiz değil, sonuçta kavuşmuşlar ve bence bunun nerede olduğu da önemli değil. 

Alev Almış Bir Kızın Portresi filmini izleyenler de hatırlayacaktır. Filmde iki kadın başrol Orpheus ve Eurydice'nin olduğu bir portreye bakarlar. Hikayede Eurydice için dağa çıkan Oprheus arkasına döner ve bunun neden olduğunu tartışılırlar. Çünkü onlar da kavuşamamış iki aşıktır filmde.