Hiç Bir Şeye İnanmıyorken Sen Çıktın Karşıma (Yarına Tek Bilet Filmi İncelemesi) [Spoiler İçerir !]

Netflix'in ilk Türk filmi olma özelliğini taşıyan Yarına Tek Bilet Metin Akdülger ve Dilan Çiçek Deniz'in oyunculuğu ile taçlanmış bir şekilde izleyiciye sunulmuş. Film hakkında bir kaç kısa video ve fragman izledikten sonra aslında film ile ilgili saçma sapan ön yargıların oluştuğunu söylemem gerek. Fragmanın altında yazılan yorumlar hep filmi izledik zaten fragmana gerek yoktu tarzındaydı. Fakat ben öyle olmadığını filmi izleyince gördüm. Sadece insanlarda şöyle bir algı var: (Nasıl olsa Türkler yaptı kötüdür.)Bu düşünceyle ilerlersek zaten Türkiye'de yapılan güzel ve farklı filmleri görmezden geliriz. Ülke olarak farklı şeyleri sevmiyoruz ama aynı şeyler yapılınca da ''Off yine aynı şeyler artık sıkıldık'' gibi yorumlar ile karşılaşıyoruz. Ee o zaman birazcık düşünceleri, bakış açıları mı değiştirsek, ne dersiniz? 



Hur Man Stoppar Ett Bröllop filminden uyarlama olarak ortaya çıktığına dair açıklamalar yapıldı. Fakat bu filmi izlemediğim için bilmiyorum. Filmin Türkçesi ''Bir Düğün Nasıl Durdurulur'' diye çevrilebilir. Bu durumda filmi eleştirmek tabi ki daha da bir isteniyor. Çünkü orijinal değil diye düşünüyoruz. Filmi bu şekilde eleştirmek yerine izletiyor mu, ben bu filmi izlerken keyif alıyor muyum diye düşünüp izlemeliyiz bence. Artık bakıyorum da herkes film eleştiriyor ve hep nedense kötü şeyler söylüyor. Ben sizlere sadece iyi şeyler söylemek için bunları yazıyorum. Evet ben de film eleştirmeni değilim fakat bir filmin güzel olması için illa da dramatik olması gerekmiyor. Mesela 7. Koğuştaki Mucize filmi de Kore yapımı filmin uyarlaması ama nedense ülkemiz bu filmi çok sevdi. Halbuki birebir aynı yapıldı film. Ama neden peki? Popülerite mi? Drama olduğu için mi ? Ne ? Oyuncular mı? Ben film izlerken ön yargılarımı bir kenara bırakıp o şekilde izlemeyi tercih ederim. Popüler olup olmaması benim için pek de önemli bir unsur değil. Film ben de farklı izlenimler uyandırsın yeter. Öyle hüngür hüngür ağlamama ya da kahkahalar içinde boğulmaya gerek duymuyorum.


Yarına Tek Bilet'de bana ilk fırsatta tren yolculuğuna çıkma isteği uyandırdı. Böyle bir tanışma hikayesi ile değil ama 14 saat yol gidip, yanımda sevdiğim ile vakit geçirmek güzel olacaktır hissi uyandırdı. Müzikleri zaten konuşulan bir şeydi ki orijinal ve farklı müzikler kullanılması çok hoş olmuş Ayrıca da filmin tamamı müzik diyenler de bana göre bayağı yanılıyorlar. Neresi müzik ? Filmin neredeyse hepsinde bir diyalog var. İki kişinin duygularını paylaşmasını, kazık yedikleri eski sevgililerinin düğünleri basma isteklerini ve birbirlerini tanıma arzularını görüyorum ben. Müzik dışında çok şey görüyorum. Ali daha trene oturur oturmaz Leyla ile tanışmak için adım atıyor ve 14 saat yolculuğun nasıl geçeceğinden çok onu tanısam hayatımda bir şeyler değişir mi diye düşünüyor. Hala sevdiğini düşündüğü eski sevgilisi için gitmek üzere olduğu düğüne aslında hiç gitmek istemediğini ve buraya binme amacının Leyla'yı tanımak olduğunu hissediyor. Yapacağı deliliği bir kenara bırakıp, asıl delilik bu kadın diye düşünerek hareket ediyor. Karakterini dışa vurmaktan çekinmiyor. Leyla'nın şiiri okuduğu andan itibaren aslında buraya bilerek mi oturtulmuş acaba diyeceğinizi iki kişinin hikayesini dinlemeye başlıyorsunuz birden bire. Eskiye umut ettikleri arzuları içlerinde patlıyor ama birbirlerine dokunuyor.




Yiyorlar, içiyorlar, sövüyorlar, konuşuyorlar, kızıyorlar, sinirleniyor ve birbirlerini sevmeye başlıyorlar. Bu 14 saatlik yol onlara bir hayat dersi ve bir umut oluyor. Hiç beklemediğin anda ve yerde başlarına böyle bir şey geliyor. 



Filmin seks sahnesi de oldukça konuşulmuş. Ne olmuş yani? Ülkedeki filmlerin ve dizilerin hemen hemen hepsinde var. Ayrıca da o kadar şiddet, kadına hakaret vs. varken hala bunları tartışmak çok ama çok saçma. 


Ben bu filmde iki gencin birbirine aşık olma hikayesinden çok, birbirlerine umut olma hikayelerini izledim. Hala hayata karşı bir umut olacağını gördüm. 

Filmi izlerken diyaloglara dikkat etmenizi öneririm. İyi seyirler. 

Yorumlar

Popüler Yayınlar