Evlilik Gerçekten Gerekli Bir Şey Mi?

 Son zamanlarda, hatta şöyle söyleyeyim, evliliğin ne olduğunu öğrendiğimden beri düşündüğüm bir konu bu. Evlilik gerçekten gerekli mi? Daha doğrusu zorunlu mu? İnsanlar neden evlenir? Bunları düşünürken etrafımdaki hemen hemen herkesin evlendiğini görür oldum. Acaba bir insan sevdiği bir insan ile tüm ömrünü geçirmek için mi evleniyor yoksa sadece evlenmiş olmak için mi?

Yaşıtlarım ya da daha küçük insanların evlenmek için can attıklarına şahit oluyorum her geçen gün. Peki ama neden diye soramıyorum onlara? Gerçekten 1 ya da 2 yılda ya da daha uzun bir zamanda bütün ömrünü geçirebileceğini düşündüğün insanı buldun mu? Yani bu kadar kolay mı oldu? Nasıl anladın? İçinde hiç mi şüphe yok? Bunlar beni evlilikten soğutan sorular oldu. Bunlardan daha fazlasını soruyorum kendime. Ömrünün evlendiğinden sonraki kısmını tek bir insan ile geçireceksin ve bunun üzerine çok düşünmen gerekmiyor mu? İnsan arkadaşlarını seçebiliyor, onlar ile bir zaman sonra ayrılabiliyor. Ama bir sevgiliden ayrılmak da arkadaşlarınınki kadar kolay olmasa bile nasıl bu kadar kolaymış gibi gösteriliyor. Neden insanlar evlenecekleri insanı anlamak için kıyafet değiştirir gibi sevgili değiştiriyor. Onunla güzel ya da kötü şeyler yaşayıp, hiç olmamış gibi davranabiliyor. Tecrübe kazanıyor denilerek bunun da çok yanlış bir şey olmadığını söylüyorlar. Peki kendi doğrularımız ne olacak? İnsanlardan farklı düşünüyorsak ve bunun yanlış bir şey olduğunun da farkındaysak neden bu kadar çabaya giriyoruz. Bize dayatıldığı için mi, istediğimiz için mi? Evet hayat bizlere birçok seçenek sunuyor ve biz neden evlenmeyi seçiyoruz o halde? Neden tek başına yaşama fikri korkutucu geliyor bize. Bekar ve Türk tabiri ile evde kalmak zorumuza gidiyor. Neden tek kalan, yalnız yaşayan insanlara hor görülen bir şeymiş gibi bakılıyor. Ucubeymiş gibi 'Ay sen şöyle misin, böyle misin' diye yargılanıyor. Eee evlenmeyip ne yapacaksın diyenler oluyor. 

Ee hayatta yapılacak o kadar şey varken, neden ilk seçenek olarak evlenmeyi düşünüyoruz. Hayatımızı bu kadar basite indirip, neden üzülüyoruz ki? Evet evlilik yapan her çift üzülmüyor ama bana gösterilen, benim gördüğüm örnek maalesef bu şekilde. Yakın çevremde, arkadaşlarımın arasında hep böyle gördüm. Hiç deneyimlemiş biri olarak bunun çok da mutluluk edici bir şey olmadığını da düşünebilirim. Tabi tersinin de olabileceğini düşünebilirim. Tek tük de olsa bunu temsil eden evliliklere şahit oluyorum. Ama evlilik artık kimsenin konuşmaya konu bulamadığında, 'Ee sevgilin var mı?, Ne zaman evlenmeyi düşünüyorsun' gibi sorularla konu açmaya çalışanların bulduğu cümleler oluyor. Neden maddi ve manevi olarak yıkımı uğratıyor? İstemeye gideceksin para, nişan yapacaksın para, çeyiz alacaksın para, kına yapacaksın para, düğün yapacaksın para. Evlenmek neden bu kadar para gerektiriyor? Evlendikten sonra ödenmesi gereken onca fatura, sonra para yetmeyince çekilen krediler insanı yeterince yormuyor mu zaten? Bunun için mi evleniyoruz yani? Zengin olanların derdi ise daha çok para kazanmak oluyor. Kısacası parasız yaşayamıyoruz. Ama evlenmeden yaşayabiliriz diye düşünüyorum. 




 Evlilik madem güzel, mutlu olunacak denilen yollar neden hep hüsranla bitiyor? Çocuk oluyor, büyütene kadar uykusuz geçen geceler, verilmesi zor kilolar, annelerin kendilerini paralaması, babaların çocukla ilgilenmemesi vs. Ben bunları gördüğüm için sizlere söylüyorum. Belki çok tatlı geçen evlilikler vardır ama ben bunları gördüm. Çocuk yapıldı, evlilik bitti gibi görünen yaşamlar gördüm, görüyorum. Sevgisiz, ilgisiz baba ve anneler. Çocuklarını doğurup, büyütüyorlar, sokağa çıkacak yaşa gelince hiç almıyor sokaktan. Sonra o çocuk ilgisiz ve sevgisiz büyüdüğü için topluma da kendisine de bir yararı olmadan yaşayıp gidiyor. Belki parasızlıktan belki de fark edilmediği için parlak akılları solup gidiyor. İçlerinde çok zeki olanlar, bir şey başaramadan büyüyor. Biz anne babamızdan ne gördüysek, çocuğumuza da onu öğretiyoruz ya da ne göremediysek onu da gösteremiyoruz. Ee peki bütün bu yaşananların anlamı ne o zaman? Belli bir yaşam döngüsü içine girmek için mi, hayata bir kez gelmişken neden iç karartıcı şeylerle uğraşmayı tercih ediyoruz?Evlenirken bunları düşünmediğimiz için mi, bir şey yapmış olmak için mi? Halbuki öğrenilecek o kadar şey, izlenecek, okunacak onlarca şey varken, hayallerimiz neden hep evlilik üzerine kurulu? Aklımız her şeyi düşünebiliyorken neden kendimizi sınırlıyoruz? Tanrının verdiği nimetleri sadece yaşamak için mi kullanacağız yani? Evet şu an hemen hemen her şey berbat durumda, yapılabilecek çok az şey var. Ama en azından durum böyleyken, kurtuluşu evlilikte görmek de saçma bir şey haline gelmiyor mu? Kurtuluşu kendi içimizde arasak da bulsak öyle olmuyor mu? Kaçış yolumuz sevdiğimiz insanla evlenmek mi yani? O kaçışı tek başımıza yaşayamaz mıyız? 


Yorumlar

  1. Hayat gökkuşağı gibi. İçerisinde her türlü rengi yakalayabilirsin. Sen biraz karamsar renklere odaklanmışsın gibi. Her zaman biraz iyi çoğunlukla ortalama biraz da kötü olacaktır. En iyi diye tabir ettiğin dünyada da en kötüsünde de. Bu hiç bir zaman değişmez. Ve eminim hepsinde de aynı duyguları yaşayacaksın. 18yy toplumunun iyileri kötüleri ile şimdiki toplumun arasında kıyaslanamaz farklar var. İmkanlar; hayal edilebilirin ötesinde şu an o toplumlar için.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben odaklanmadan çok çevremde gördüklerimden edindiklerimi paylaşmak istedim. Tabi her zaman istisnai durumlar olabilir. Yorumunuz için teşekkürler.

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar