Kaybolmuş Güzellik: Kartpostal

 Ben sizleri bilmem ama ortaokuldayken hocalarımız bize karpostal aldırırdı. Onların resmini pastelle, sulu boyayla çizmemizi isterlerdi. Çok iyi hatırlıyorum, o gün gelince unuturduk. Ders başlamadan önce okulun aşağısındaki İmdat amcaya koşardık. Pahalı gelirdi o zaman İmdat amca. Ama ondan başka hocaların istediklerini satan başka bir yer yoktu. Aceleyle 20 kuruşu bir kaç tane kartpostal alıp, okula geri koşardık. Başlardık çizmeye. Tabi ben de çok yetenek yok. Bazı durumlarda annem yardım ederdi. Onun sayesinde çok ders geçtim. Tabi ablamların da çok katkısı oldu. Bugün eşyalarımı kurcalarken kartpostallarımı buldum. Herhalde ileride bunları bulamam diye saklamışım, zaten çok güzellerdi.




Kartpostalların asıl amacı insanlar sevdiklerine mektup gönderirken, arkalarına yazı yazarlardı. Ya da doğum günü, yılbaşı gibi etkinliklerde sevdiklerini mutlu etmek için gönderirlerdi. Hatta çok eski zamanlarda askerde olan erkekler sevdiklerine genelde kartpostal gönderirlerdi. Burada güvendeyim, seni seviyorum ve özledim anlamına gelirdi. 

İlk kez Theodore Hook tarafından 1840'da Londra'da yayımlanmıştır. Osmanlı Devleti de 1893'deki Chicago Dünya Sergisine katılmıştır. O dönemler ABD'de 1 sente satılmaya başlanmış ve gazete gibi önemli bir iletişim aracı olmuştur. Ülke ekonomisini, sosyal yaşamı insanlar kartpostallar sayesinde öğrenmiştir. Avusturya Macaristan vatandaşı Max Fruchtermann'ın 1867 yılında İstanbul'a gelip, kartpostal satması da onun ölümüne kadar sürmüştür.

Şimdi insanlar birbirlerine sosyal medya araçları ile sevgilerini ifade ediyorlar. Sahte ya da gerçek tüm duyguları artık sanal araçlar aracılığı ile iletiyoruz. Teknolojinin gelişmesi tabi bu tarz şeyler için çok önemli ama bunu yaparken bazı güzel değerlerimizi de unutmasak ne kadar iyi olur. 

Yorumlar

Popüler Yayınlar